Aslında o gün yaşanan diyalogun, reklamlarla bize pompalanan tüketim çılgınlığı sayesinde parası olanın da olmayanın da hayallerinin en üst köşesine oturan pırlanta yüzük çılgınlığının topluma yansıması olduğunu düşünüyorum ve pek tabi ki benim böyle bi şeyden bi haber olmam ya da böyle bi metayla bir kadın olarak ilgilenmemem da kınanması gereken bir duruma dönüşüyor . Belki de abla böyle bi yüzüğün hayalini kuruyor kaç zamandır. Onun da bir insan olarak bir kadın, bir dişi olarak buna hakkı olduğunun düşünüyor. Zaten o bunu düşünmeli. Tek taşları, tam turları, pahalı arabaları, lüks evleri, bol bol para harcamayı, kürkler giymeyi.... Bunlara özenmeli ki diğer önemli, hayatta daha elzem meseleleri düşünmemeli. Çocuğunun geleceğini, eğitimdeki eşitsizlikleri, asgari ücretin niye bu kadar düşük olduğunu, sağlık hizmetlerinin herkese eşit dağıtılmasının zorunlu bir gereklilik olduğunu, herkesin aslında asgaride , insani koşullarda yaşamaya hakkı olduğu düşünmemeli. İnsan olarak asgaride kullanması gereken elektriğin, suyun, gazın sürekli pahalılaşmasını düşünmemeli. O sadece çok parası olması gerektiğini düşünmeli, ve bütün bu önemsiz ve insanı insanlaştırmaktan uzaklaştıran şeylerin sahibi olmanın hayalini kurup hırslanmalı. Eeee tvler de 24 saat bunları pompalamıyor mu bize; dizilerde sürekli villalarda, hizmetçilerle yaşayan insanlar, lüks arabalardan inmeyen tipler, özel okullara giden çocuklar, parıl parıl parlayarak etrafta ışıldayan, mücevherlere bürünmüş kadınlar, üstüne de dizi arasında pompalanan reklamlar. Sonunda tüketim çılgınlığı, görgüsüzlük, tatmin edilemeyen egolar, karmaşa, hırs, ben de insanım, benim de canım var muhabetleri, ahhh bi para olsa ...mın koyarım, çatır çatır yerim, her bişiyden alırım, sosyete olurum, her nimetten faydalanırım ...mına goyim nidaları eşliğinde başka bi hayatla karşılaşıyoruz ve insanlıktan çıkıyoruz.
Aslında korkuyorum da bi yandan, bu para odaklı yaşamlar bir virüs gibi hayatımıza kıyıdan köşeden çoktan sızmaya, bulaşmaya başladı bence. Kıstaslarımız ince ve derinden bir taaruza maruz kalırken biz savunmasız bir sonraki atağın bizi daha fazla etkilememesi için direniyoruz. Ama yine içinde insani duygularını koruyan tiplerin her koşulda fark yaratacağını ve insanlık için her zaman umut olacağına inanmak istiyorum. Hatta inanmam lazım, ve hatta ve hatta inanıyorum ulan.
karikatür şurdan şey edildi
0 comments:
Yorum Gönder