Sürekli mutsuzluklarından bahsedenlerden nefret ediyorum. Bence sokaktaki dilencilerden hiç farkları yok. Hayatta zaten en zor şey mutlu ve huzurlu olmak!!!
Bir zamanlar İstanbul'da bi cafede beraber çalıştığımız bi arkadaş vardı. Sürekli mutsuzdu, sürekli parasızlığından, yalnızlığından, sevgilisinin onu terketmesinden,ailesinden dem vururdu ve hep ağlayacak, sızlanacak bi şeyler bulurdu. İnsanın içini kıyardı. Bir gün dayanamayıp artık benim yanımda böyle davranmamasını ve ağlaklanmayı alışkanlık haline getirdiğini söyledim de bana çok kızdı ve uzuun bir süre küstü tabii. Çok da iyi oldu. Artık benim yanımda mutsuzluk oyunu oynayamıyordu. sanki bizim hayatımız süper ve eksiksizdi de kendimizi suçlu hissetmemizi sağlamaya çalışıyordu lavuk; bi de bizden büyüktü üstelik. Zaten derdimiz bini aşmıştı, ağlamıyoruz diye bizim yerimize de ağlıyordu. Ohh beah dedim kendi kendime niye daha önce yapmadım ben bu işi.
Görüldüğü üzre, bu gece enginlere sığmam taşarım durumundayım. Bu bugün girdiğim kaçıncı posta bilmiyorum. Çoştukça çoşuyorum yahu! Ahahahahahaha...
25399 numaralı astereoid bize uzaydan göz kırpıyor
-
George Saunders’ın “Yüzyılımızın en müthiş, en zapt edilmez Amerikalı
yazarı,” dediği Kurt Vonnegut’un hayatını tek bir cümleyle özetlemek
gerekseydi, şö...
1 gün önce
0 comments:
Yorum Gönder