RSS

Ben de böyle bi şeye dahil olmak istiyorum mesela!!

Ya da 19 Mayıs şenlikleri böyle yapılsın mesela...

Bu eğlenceli şeyi de ahan da burda gördüm poppytalk

Dün 23 Nisan idi, insan neşeyle dolmuyor idi!!!

Uzun zamandır hatırladığım en güneşli 23 Nisan'dı dünkü 23 Nisan lakin yaşadıklarımız da bir o kadar yağmurlu , soğuk ve karanlıktı.

Aslında güne çok neşeli ve enerjik başladık hatta ÖB'nin Kayseri'den getirdiği halis muhlis sucuklara kırdığımız yumurtalarla yapılan mükemmel bi kahvaltıyla devam ettik. Sonra uzun süredir ilk defa başbaşa yapacağımız bir aktiviteyi planladık ama keşke planlamaz olsaydık. Planımız şöyleydi; Karşıya arabayla geçmek, Valide sultan Validebağ Korusu'nda gazete ve çay eşliğinde bi şeyler okumak ve yine orda uzunn bi yürüyüş yapmak idi.

İçimizde sevinçle yola çıktık, fakat yolda kaza varmış, tam 90 dakka köprüye ulaşmamız sürdü, hatta yan şeritteki sürücü, bi yandan gazetesini bile okuyabiliyordu, arabasını kullanırken. Ve hatta böyle bi sahnenin ancak "Türk Malı" bi yerde olabileceği acı gerçeğiyle bayağı da gülüşüp şakalaştık. Ama bu sıkışıklık durumu uzayınca, ÖB gerim gerim gerilen, her şeye kızan, söven asabiyet yapan bi canavara dönüştü, ben de kendi kendime şakalaşan bir zevzeğe dönüştüğümü farkettim ve arabada büyük bi gerilim baş gösterdi. Ben pancurlarımı indirdim ve iletişimi kestim hatta öyle ki köprüyü geçmişiz farkında değilim. Neyse asıl stress karşı yakada peşimize düşecekmiş de ondan da haberimiz yokmuş. Koşuyolunu bulana kadar canımız çıktı; Yol bulmaya çalışırken biraz yavaşlamamız sebebiyle arkamızdaki araçların tacizine uğramamız, ÖB'nin sinirinin ayyuka çıkması, yol iz bulma sevdamız, trafikte bu aceleci ve anlayışsız sürücülerle bir savaşa dönüştü. Allahtan el kol hareketi, selektörle ve kornayla taciz dışında içlerinden birisi de elinde silahla çıkıp kafamıza sıkmadı, zira bu aralar dumanı üstünde silahlanma yasası mecliste onaylanmışken, çoluk çocuk herkesin silahlanmaları çocuk oyuncağına bağlanmışken, başımıza gelecek en olağan şeyden şans eseri kurtulduk.
Neyse işte sonunda Valide Sultan'a gittik, tabi o kadar saat yoldan sonra acıktık, Yurdumun öğretmenlerine ayrılmış bi bölümünde bir yığın emekli emeksiz öğretmenle oturup bi şeyler yedik, Karşımızda hababam sınıfının çekildiği okul ki zaten bu kadar eziyete değecek tek sebepti bu okul. Sonra iyice sakinleştik ve çantamızdan okuyacaklarımızı çıkarttık, ama ikimiz de bir türlü konsantre olamadık çünkü yanımızdaki bir masada oturan bi grup öğretmenden bi tanesi ha bire okuldaki sorunlarını bas bas bağıra çağıra bütün öğretmenlere duyurma telaşında gibi anlatmaya başladı, ; çocuklarımıza, bilgi, görgü, öğretsinler diye emanet ettiğimiz öğreticilerden bir tanesiydi bu kişi ve adab-ı muaşeretten bir haberdi ve ona tahsis edilmiş cennetten bir köşede idi ve istediği gibi davranma özgürlüğü var idi...

Aslında bu Valide Sultan Validebağ Korusu Atatürk tarafından eğitimcilere verilmiş, sonra belediye almış sonra bi sürü şey olmuş, rant işleri, politik davalar, çıkarlar falan işte sonra tekrar eğitimcilere tahsis edilmiş bir kısmı. Son olarak da bu korudaki boş olan bir binanın da sokak çocukları için rehabilitasyon ve eğitim merkezi yapılmasına karar verilmiş ve yıllar önce Atatürk'ün eğitimcilere hediye ettiği bu korunun fahri sahipleri öğretmenlerin engellemeleriyle yapılamamış bu proje; nedeni de bu yurdumuz eğitmenleri kendi çocuklarını alıp rahatça zaman geçirebilecekleri burayı kimsesiz ve evsiz çocuklarla paşlaşmak istememeleri imiş. Çevrede yaşayanların bir kısmı da bu fikirde birleşince, bu güzel yerin suç cenneti olacağı, huzurun ve güvenliğin kalmayacağı, bu çocukların potansiyel suçlu oldukları konusunda belediyeyi ya da bu işle hangi birim ilgileniyorsa orayı da ikna etmişler ki bunun sonucunda da köşedeki boş binaya sokak çocukları gelememişler; Orası da atıl kalmasın diye yataklı bi öğretmen oteline dönüştürmeye karar verilmiş ilgili makam tarafından. Bana bunu orda yaşayan bir arkadaşım anlattı. Hatta kendisi ve küçük bir azınlık da bu fikirlerin tersini savunan bir dilekçeyle ve hatta orda bu çocuklara belli günlerde gönüllü eğitim vermeyi de tahahhüt ederek imza toplamışlar aralarında ama bi işe yaramamış. Ne diyelim , o zaman yurdum öğretmenlerine yeni yataklı evleri hayırlı gelsin diyelim.
fotoğraf şurdan, bi de şöyle bi paylaşım linki verilmiş

Bira almaya gittim,dönücem!