RSS

TADİLATTAYIM!!!

BAKIM, ONARIM, YENİDEN YAPILANMA NEDENİYLE BLOGDA VEREMEDİĞİM RAHATSIZLIKTAN DOLAYI BLOG SAKİNLERİNDEN ÖZÜR DİLERİM!!!

Dedeme Gidiyorum!!!!!

Evet bugün dedeme gidiyorum. İŞimi gücümü ancak ayarlayabildim. Ve ancak dün akşam bilet için rezarvasyon yaptırabildim. Sevgilimin ısrarlarıyla Varan'dan şey ettim bu işleri ve bu sabah da biletimi almak için Beylikdüzü varan ofisine gittim. Ben oraya vardığımda saat 07:50 İdi, on dakka sonra orta yaşlı ve diğer esnafların "günaydın hocam" demesine bakılırsa öğretmen emeklisi bir amca Varan ofisini açtı. Varan dışında Kontur, truva, aydın .. gibi firmaların da biletlerini satan bir acenta bu Yalnız bu öğretmen emeklisi amca sadece ofisin kapısı açabiliyor, zira bilet alacağımı söylediğimde, "arkadaş gelecek" dedi, Neyse bekledim de bekeldim. Saat artık 08:40 olmuştu. Sonra ben iyice sinirlendim sonra benden sonra gelen bi adam da sinirlendi, sonra bir kadın ve bir adam geldiler ve onlar da sinirlendiler. Ağız dalaşına girildi. Sonra bu hoca efendi tepkilere dayanamayıp, "gidin kardeşim başka yerden alın o zaman biletinizi" dedi. Ben de Tabi yaaa doğru zikerler varanı diyerek Nilüfer'e gidip 30 saniye içinde biletimi aldım, Ben elimde biletimi sallayarak Varan'ın önünden geçerken , bilet satışına bakan zat-ı muhterem daha teşrif etmemişti. Sonra orda geçirdiğim 40 dakkaya hayıflanarak, eşyarımı toplamak üzre eve geldim.

Bu sabah sabah yaşadığım nezaketsiz olay yüzünden uzun bi süre Varan'dan nefret edicem, gidin kardeşim biletinizi başka yerden alın dicem o hoca efendi gibi, yakınımdaki kimseye Varan bileti aldırtmıııcam. Yani İnsan geç kalabilir ama, o zaman oraya kapıyı açmak dışında bi şeylerden anlayan bi adam gönderilir. Ya da en azından mantıklı, müşteriyi tatmin edici cevaplar verebilecek, adabı muhaşeret kurallarına uygun cümleler kurabilecek biri gönderilir.

Ne üzücü ki İzmir biletlerimizi de Varan'dan almıştık:(( ARtık geri de veremeyiz, zira başka bi firmadan bilet bulmamız şu an imkansız!!!!!

Tam Tur Hikayesi!!!!

Geçen bi çekime gidiyorum. Beni Beşiktaş'tan alıyor SS arabasıyla. Sonra diğer arkadaşı da alıp önce kahvaltı yapmayı teklif ediyor ben de tamam diyorum zira daha vaktimiz çok çekim için . Karşıya geçiyoruz ve diğer arkadaşı da almak için iş yerine uğruyoruz. Arkadaşımız ÇS yanında iş yerinin temizlik görevlisi hanımla birlikte çıkıp arabaya biniyor. Arabayı kullanan SS soruyor ÇS'ye " hayrola bilmem ne hanımı nereye bırakıyoruz?" diye; ÇS de cevap veriyor "onun bankada işi varmış da bilmem ne bankasına bırakalım" diyor. Neyse bi süre sonra ÇS , SS ile sohbete başlıyor. Ben de olaylara uzak bi kişilik olarak kayıtsız dinliyorum onları. ÇS eski sevgilisinin ona tektaş aldığından bahsediyor; SS de neden yüzüğü takmadığını soruyor; ÇS de bu saatten sonra tektaşın anlamı olmadığını falan söylüyor; bi süre sonra bu iki genç bayan tek taş almış eski sevgiliyle kafa yapmaya başlıyorlar, bi ara SS " bari tam tur alsaydı o zaman takardın hahaaaa...." diyor. Bi süre bu tam tur aşağı tam tur yukarı muhabbeti dönüyor. Ben önce bu tam tur nanesini bir terim, bir marka falan sanıyorum sonunda bizimkilere soruyorum " nedir lan bu tam tur" diye. Meğersem her tarafı pırlantayla donatılmış yüzük oluyormuş bu. Ben yine bir iki saniye algılayamıyorum, sonra "haaaaaa....!! "diyorum"yani tamamen, yüzüğün tamamını taşlarla çeviriyorlar ondan tam tur yani haaa....." diyorum sesli bi şekilde. Bizim kızlar beni bildikleri için bunu çabuk algılayamadığıma şaşırmıyorlar ama arkada ÇS'nin yanında oturan görevli hatun kişi benim bu işi niye bu kadar geç algıladığımı kınama maksadıyla, "jeton yeni düştü günaydın" gibi bi laf ediyor ama ben önde olduğum için duyamıyorum. ÇS bunu duyuyor ama şimdi elemanıyla yüz göz olmamak için duymamazlıktan geliyor. Kahvaltı yaparken bunu bize söylüyor ve kadının densizliğine kızıyorlar bizim kızlar Özellikle de SS çok sinirleniyor. Neyse ben olaya gülünce kızlar da uzatmıyorlar.
Aslında o gün yaşanan diyalogun, reklamlarla bize pompalanan tüketim çılgınlığı sayesinde parası olanın da olmayanın da hayallerinin en üst köşesine oturan pırlanta yüzük çılgınlığının topluma yansıması olduğunu düşünüyorum ve pek tabi ki benim böyle bi şeyden bi haber olmam ya da böyle bi metayla bir kadın olarak ilgilenmemem da kınanması gereken bir duruma dönüşüyor . Belki de abla böyle bi yüzüğün hayalini kuruyor kaç zamandır. Onun da bir insan olarak bir kadın, bir dişi olarak buna hakkı olduğunun düşünüyor. Zaten o bunu düşünmeli. Tek taşları, tam turları, pahalı arabaları, lüks evleri, bol bol para harcamayı, kürkler giymeyi.... Bunlara özenmeli ki diğer önemli, hayatta daha elzem meseleleri düşünmemeli. Çocuğunun geleceğini, eğitimdeki eşitsizlikleri, asgari ücretin niye bu kadar düşük olduğunu, sağlık hizmetlerinin herkese eşit dağıtılmasının zorunlu bir gereklilik olduğunu, herkesin aslında asgaride , insani koşullarda yaşamaya hakkı olduğu düşünmemeli. İnsan olarak asgaride kullanması gereken elektriğin, suyun, gazın sürekli pahalılaşmasını düşünmemeli. O sadece çok parası olması gerektiğini düşünmeli, ve bütün bu önemsiz ve insanı insanlaştırmaktan uzaklaştıran şeylerin sahibi olmanın hayalini kurup hırslanmalı. Eeee tvler de 24 saat bunları pompalamıyor mu bize; dizilerde sürekli villalarda, hizmetçilerle yaşayan insanlar, lüks arabalardan inmeyen tipler, özel okullara giden çocuklar, parıl parıl parlayarak etrafta ışıldayan, mücevherlere bürünmüş kadınlar, üstüne de dizi arasında pompalanan reklamlar. Sonunda tüketim çılgınlığı, görgüsüzlük, tatmin edilemeyen egolar, karmaşa, hırs, ben de insanım, benim de canım var muhabetleri, ahhh bi para olsa ...mın koyarım, çatır çatır yerim, her bişiyden alırım, sosyete olurum, her nimetten faydalanırım ...mına goyim nidaları eşliğinde başka bi hayatla karşılaşıyoruz ve insanlıktan çıkıyoruz.
Aslında korkuyorum da bi yandan, bu para odaklı yaşamlar bir virüs gibi hayatımıza kıyıdan köşeden çoktan sızmaya, bulaşmaya başladı bence. Kıstaslarımız ince ve derinden bir taaruza maruz kalırken biz savunmasız bir sonraki atağın bizi daha fazla etkilememesi için direniyoruz. Ama yine içinde insani duygularını koruyan tiplerin her koşulda fark yaratacağını ve insanlık için her zaman umut olacağına inanmak istiyorum. Hatta inanmam lazım, ve hatta ve hatta inanıyorum ulan.

karikatür şurdan şey edildi