RSS

Şey edemediğim şey!!!


Şey edemedim buraya. Ama mutlaka öğrenmem lazım şey etmeyi niyseee. O yüzden buyrun bağlantıya burdan seyredin

Hayatta tutunamayan bir kişiliğin olayları algılayışı!!!

Bu sıralar hormonal nedenlerden dolayı her zamankinden daha çooook alınganım. Gereksiz şeylere ciddi anlamlar yükleyip dünyamı yıkıyorum. Mesela benden beklenen(yapmasam da olur tabi) bişeyi sezip, onu istemesem bile yapma zorunluluğu hissetmem ve "ne var yapsam, zor bişi mi???" , "Yoo da yani, daha kolayı varken niye ille de ben !!??", " eee ben yapıyorum yaa, ne var " gibi bi iç sesle konuşmam. Sonra da benden bekleneni yaparak kendimden uzaklaşmam, buna da içten içe kızıp pasif agresif davranışlar sergileyerek o an kendime daha da eziyet edecek işler bulmam ve eziyeti kendime günlerce uygulamam ki yarın da böyleyim demektir. Tabi yakınımdakilerle arama da güzell bi duvar örüp; "sorun yok, her şey normal, bakın her şeyi yapıyorum ben mutluyuz, onu da yaparım bunu da yaparım ölmem yaa. daha önemli bi bok da yapmıyorum zaten şu hayatta " diyerek, sorun olmadığına inandırıp sonra da onlarla aramdaki duvarımı kalınlaştırırım. İşte hayatta tutunamayan bir kişiliğin basit bi şey karşısındaki tutumu. İşte naaaparsın. Neyse yarınki eziyet planımı hazırlıım ben....Hayat tutunamayanlar için daha da zor!

illustrasyon

Keşke!!!

Yarın zor bir gün olacak. Aslında her gün zor ama yarın SH'nin verdiği gazlarla daha da zor olacak. Artık keşke demeye son vercek şeyler var aklımda. Daha önce de vardı ama etrafımda dolaşarak, zihnimi hiç rahat bırakmayan şeyler yüzünden aklımdakileri hep erteliyordum.
Ama yarın artık başka bir şey olacak; çook zor olacak ama artık keşke demek istemiyorum yahu!! Geldik kaç yaşımıza, biz de genç değiliz ki . Yaşamı şekle şemale sokmak lazım. Zaman bir an gelip kapıyı çalarsa; süre doldu diye, niye keşke diyelim dimi canııımmm!!! Bu yüzden biraz zorlanıcaz yarından itibaren fakat istediğim şeyler için olacak bu. Zira başkalarının hayatının tekrarlarının sadık seyircisi oluyor insan. Banane yahu!!!
Yaw yarın olmuş çoktan ahahahahah!!! Hadi bakalım. Biraz uyku girmeli bedene bu zor güne başlamak için!!!!


komikaze

Psycho!!!


Üstüme vazife olmayan şeylerle gereğinden fazla ilgileniyorum. Boş yere sinirlerim bozuluyor, geriliyorum.Daha düne kadar hiç hayatımda olmayan durumlardan haketmediğim şeylere maruz kalıyorum. Üstelik de bütün enerjimi bitiriyorum bu sayede.

Zaten annem de gözden çıkartmış beni. Özledim diyorum, gel diyorum, "gelemem" diyor "gitmeseydin o kadar uzağa" diyor hep "sen gel " diyor. Görürsün sen anne, daha da uzağa gitmezsem!!! Sen de inatçılığın yüzünden beni şu ergenlikteki kafa tutma pozisyonuna düşürdün ya bu yaşta hadi bakalım.

Şu anda kafamdan öyle tuhaf şeyler geçiyor ki! Allahtan SH geliyor İstanbul'dan. Zamanlaması mükemmel. Aptallıklarım yüzünden hayatımın anlamsızlıkları üstüme yığılmışken, tam da nefessiz kaldığım bir anı tutturdu o şu an. Saol dostum yaaa!!!! Biraz istanbul soluyacağım sayende:))

Duyuru!!!


Bugün evden öyle bi çıkışım vardı ki, gören de bi olay oldu da canımı zor kurtarıyorum sanırdı. Bi hışımla tv'nin başından kalktım, az kalsın sehpada birikmiş çay kahve fincanlarını deviriyordum. Hemen giyindim, aldım sırt çantamı, indim aşağı. Yine bi hışımla bizim Fatma Girik'i de giydirdim, zavallı ne olduğunu anlamadı. Ama o kadar sinirli ve aceleciyim ki. Önce markete götürdüm onu, Sonra da çay bahçesinde bi şeyler içmeye. Oruç ayı olduğunu bilse...!! :)
Köşedeki büfeden de gazete ve penguen aldım. Önce pengueni açtım. Zaten orda da kimse bakmıyor die bi arıza çıkarttım, gerginim. Pengunenin kapağını açınca,karşıma çıkan beyaz A5 kağıda bi saniye şaşırıp sonra bi kahkaha attım ki sormayın... Bizim Fatma Girik de şaşırdı" de hele neye güldün , öyle de keyifli güldün ki " diip o da bi kahkaha attı. Şimdi nası anlatacaksın ona???:))) Aslında Durum ortada ahahahahaahah.....!!!!!
İyi ki çıkmışım dışarı. Bu penguen günümü kurtardı wallahi yahu!!! Kendime geldim. Şimdi huzurla bugünkü sorumluluklarımı yerine getirmek için yeterli motivasyonu sağladım ahahaha:))) Ya walla abartmıyorum yaa!!!

Yurdum Dahiliye Uzmanı

Bugün güne Bizim Fatma Girik'in ilaçlarını almakla başladım(eskiden bizimkine fatma girik derlermiş, biraz tombalakmış ama güzel hatunmuş, renkli gözlü filan;artistt!!). Direkt eczaneye gittim. Elimde rapor var ya verirler sandım. Ama yine de bi yere yazdırmak lazımmış. Eczacı Aslı beni yeni açılan bi tıp merkezine yönlendirdi, iki adımlık bi yer . Gittim tabii, Yani bu iş bugün yapılmalı.
Güzel bi yer, yeni açıldığı belli, herkes kibar ve heyecanlı. Hemen doktorun yanına çıktım. Kendisi dahiliye uzmanıymış. Başladı ilaçları yazmaya, tabii ilaçların raporu var yazıyor tıkır tıkır, Arada da yanındaki yardımcı kıza"bu benim eski hastam" diyip duruyor. Yaşlı ya bozmak istemiyorum ben de. Bi gün olsun gerginlik yaratmak istemiyorum. Diyorum siz şeker hapı da yazabilirsiniz. "Bajım raporda yok nası yazım". Alla alla diyorum siz dahiliye uzmanı diil misiniz, yazabilmeniz lazım, "Yaa bajım" diye bağrınmaya başlıyor lavuk.Bu bajım lafını da bir doktordan ilk kez duyuyorum, yaşlı ya amca, cinsiyetimi teyit etmek için söylüyo herhal;şaçlar kısa, biraz kabadayı bir havada , ne idüğüm belirsiz bi görüntüm varki herhal algılayamadı zavallı. Ben içimden gerginlik yok diyorum, Tamam eyvallah diyorum. Sonra bizim dahiliye uzmanı ole bi çark ediyo ki , "yazılmıyor ama yazalım bari" diyor. Diyorum yazmayın , madem yazılmıyor o zaman eczane de vermez ki boşuna yazdınız dahiliye uzmanım diyorum. Sinir tepemde. Daha hangi ilacı yazıp yazmayacağını bilmiyor uzmanıım, bi de iki de bir eski hastam diip duruyo, Bakmıcam yaşına başına amca nerden hastan bi söyle diyesim geliyor. kızını da ilk defa görüyorum diyor. İşte o an benim gözlerim kocaman adama bakıyorum şaşkınlık içinde, insan yalan atar da , taşşaklısını sallamaya cesaret edemez be adam. Zaten benim şaşkınlığımdan yanındaki yardımcı kız anlıyor. Ehehehe ama gerginlik yook!
Neyse işte aman, en son kaşe vurdu. ama ters vurmuş. Farkeder mi diyorum. Eder diyor lavuk gene. "ters iş yapmayalım, ben bi daha basarım, ters gitmesin işler" diyorMübarek aydayız yaa. Yüksek sesle ANLADIM diyorum.Artık zaten ne desem boş. Siz de demans ilaçlarına bir an önce başlayın demek geliyor dışımdan çıkarken ama Ama gerginlik yoook. Hemen eczaneye gidip ilaçları alırken anlatıyorum eczacıya. Bi de hatasını kapatmak için kurumun ödemeyeceği miktarda yazmış şeker hapını, yine ben uyanıyorum da düzlettiriyorum.

Farkında olmamak!!!!

Nedense öyle bi huyum var benim; bi şarkıya, türküye falan takılıyor ağzım ve şuursuzca , yarısını da uydurduğum bi kupleyi tekrarlayıp duruyorum bet sesimle. Ama bu durum yanımda olanlar için çekilmez bişi haline geliyor. Onu da biliyorum. Hele bi kaç kere uyarılmama rağmen yine farkında olmadan bu abukluğu tekrarlamam gerçekten de korkunç.
Bu akşam da yine aynı şeyi yaşadım. ÖB bir anda çok kötü bir ses tonuyla, azarladı beni. Belki de bekledi susmamı ama tabi bende hareket yok n'aapsın. Ama diğerlerine göre çok başarılıydı. Bi kerede susturdu beni. Zaten ben neye uğradığımı şaşırdım. Saf saf, şimdi unuttuğum, muhtemelen de o anda zaten sözlerini uydurduğum mırıltının ahengine kaptırmışken kendimi, daha biraz önce sevgiyle bana bakan birinden böyle , insanı ürküten sesli bir uyarı gelmesine çok bozuldum tabii. .... Neyse hep ben mi gergin olucam dimi ama!!!
Ama benden daha beter tekrarlar var insanı ruh hastası edebilecek; inanmazsanız buyrun

sticker ve graffiti!!

sticker ve graffiti çalışmalarını buluduğu siteye buyrun

Resimli Roman!

"Sevecen, başrollerinde İlhan İrem ve Pembe Mutlu'nun oynadığı ve Osman Atınçelik'in yönettiği bir "Resimli Roman". Romanın senaryosunu Yüksel Şengül ve İlhan İrem beraber yazmış. Kamerada Burhan Şeşen var. Roman, 1983 senesinin Haziran ayından itibaren Ses Dergisi'nde yayınlandı..." Devamına buyrun

10 Eylül 2005!

Bundan iki sene evvel, bi telaş ve koşuşturmacanın ardından gerçekleşen yarım saatlik legal bir törenle, üç yılllık birlikteliğimizi cümle aleme duyurduk.
Sonrasında da herkesten kaçıp Olimpos'da bi güzel rahatlayıp, biz naaptık'ı düşünmeden içkinin damına vurucak, gelsin tekilalar gitsin biralar, cigaralar, purolar... yapıcaktık fakat kör talih peşimiz tanrılara yakın olduğuz yerde de bırakmamış ve bendeniz, 4 gün boyunca antibiyotik içerek en azından denize girecek gücü toplamak için her gece Olimpos tavuklarından bile erken yaratak tatilimizin ...mına koymuştum.
Şu an 10 Eylül 2007 ve tarih tekerrür etmekte. Kahramanımız ÖB thylolhot içerek, ter atarak yarınki iş günü için güç toplamaya çalışırken ben de photshop'ta bugün katılmak zorunda kaldığımız bir dostumuzun nişan töreninde dötüm donarak çektiğim fotolarla oynayarak eğlenmeye çalışıyorum işte. Ama olsun hasta masta yine de aynı mekandayız ve bu durumu bölen bir kişi bile çıkmadı, tuhaftır; problem çıkaran kimseye rastlanmadı:))
Mutluyum, sevgilim yanımda horhor horlamakta, ben eski dostum Pc'mde saçmalamakta, bu gece bölee gider ........
Mutlu yıldönümleri sevgilim:)) Bu seneyi de devirdik, hadi bakalım, biz de yıllanmaya başladık, dile kolay 5 yıl!!! Peki farkında mıyız? Bazen ama çoğunlukla Nö! :))

yeni fotoroman geliyorr!