RSS

Ben beğenmedim!!

Geçen seneden beri, Sultanahmet meydanını trafiğe kapattılar ve yayalaştırma inşaatı başladı. Şu sıralar bu işler bitmek üzre ama anlamadım, yayalaştırma böyle mi oluyor, parkın sağında ve solunda kalan yolları parka katmışlar, her yer aynı düzlemde ve aynı taştan döşenmiş, her yer taş, çimento olmuş, bi tek parktaki ağaçların köklerinin etrafında bi avuç toprak bırakmışlar o da mecburen. Şöyle bi çimlere oturalım, yayılalım olayı kalmamış, hadi turist düşünülmedi, bizim gibi kitapsızlar düşünülmedi, eeee ramazanda millet ordaki çimlerde ailecek, iftar yapıyordu, valla müslüman cemaat de düşünülmemiş hiç. Her yerde taş taş üstünde, hiç beğenmedim!!
Ayrıca, dikdörtgen taşlar döşendi ve aradaki boşluklar da başka bi çimentomsu malzemeyle dolduruldu. Özürlü biri geçse ordan, ayağı takılsa, kotuk değneği takılsa o aradaki milimetrik boşluklara, o da hiç düşünülmemiş. Acaba peyzaj mimarları, şehir planlamacılar, bunların birlikleri, odalarına falan danışılmış mı???
Niye böyle oldu Sultanahmet yaaa, çok üzülüyorum, en kısa zamanda bu korkunç taş kardeşliğinin fotoğrafını çekip ahan da buraya koyucam ve daha önceki halini çekmediğim için de çok pişmanım çoookkkk!!!

bi biranın insana yapığına bak sen!!!

Günün bu saatinde bi bomonti yuvarlamak gibisi yokmuş, yanında da mücver, ohohohoh.., hava da güzel, sevgilim yanımda, evimiz temiz, yemeğimiz var ve akşama film partisi hazırlıkları tamam da sadece her yerde bomonti satılmamasına gıcık oluyorum, bi de kendimi yemekten alamamaya gıcık oluyorum. O şu an ilk içilen bomontinin güzelliğini yaşıyorum.....

Huzursuz Geceler!!

Dün akşam ekmek mayala, onu bekle, sonra fırını ısıt, pişir derken saat oldu sabahın Üçü, sonra eve yayılan ekmek kokusu sevgilimi uyandırmasın diye salonu ve mutfağı bir güzel havalandırdım. Zaten uykusuzluk ya da huzursuz bacak sendromu gibi bişi yaşayıyorum ve uyuyamıyorum, neyse dün gece yorgunluktan sızmışım artık. Bu sefer de uykumuzun en derin yerinde, uzaklardan bi yerden ÖB'ye biri sesleniyordu ama ben rüya olduğunu sanarak uyumaya devam ettim. Sonunda ÖB'nin bana seslenmesiyle uyandım, ona bakındım, yatakta yoktu, kalkıp sese doğru gittim. Meğerse ÖB'ninki yataktan kalkarken yere düşmüş ve kalkamamış, beraberce kaldırdık, çok korktuk ama, baktık bi şeyi yok, su içirdik, sonra normale döndü, hemen elma var mı olayına da girince canının yanmadığını anladık. Yatağa tekrar yattığımızda kalk borusu alarmı çaldı bu sefer de, walla artık ben uykusuzluktan bitik olduğum için, ÖB'ye vaadettiğim kahvaltıyı hazırlayamadım, kendimi, bi saat daha uyuyabilmek için yatağa gömdüm. Ama ÖB mutfaktaki süprizi mideye indirdikten sonra gelip ekmekler için teşekkür etti.
Aslında bugünü kendime tatil ilan etmiştim. Fatih pazarına gidilecekti SH ve NH ile ama NH mızmızlık yapınca daha ben otobüsteyken plan değişti, bana da atolyenin yolu göründü ancak otobüste uyuyakalmışım ve uyandığımda kendimi Taksim'de buldum. Salak salak indim araçtan, bilinçsiz bi şekilde İstiklal'den aşağı yürümeye başlamışım, kendime geldiğimde, Galata'daydım. Uyuyakalıp, yolumu uzatıtığım için kendimi cezalandırıp, atolyeye kadar yürüdüm ve tabii ki daha da geç kaldım. Sonra kendi kendime zaten bugünü tatil ilan etmemişmiydim diye düşündüm. Ve bir iki maillerime bakıp, resim yapma işine giriştim bugün, Escher'den bi reprodüksüyon yapmaya başladım. Bu resim yapma işi kendimi iyi hissettirdi bana, biraz rahatlamış ve kafam boşalmış hissettim. Hatta bakın blog yazma isteği bile uyandırdı bende. Galiba haftada bir günümü bu tip işlere ayırsam çok iyi olcak benim için.

Evden bir iki cümle...

Vay vay vay!!!!!! Blog yasağı mı kalktı nedir, canım bi an bloğa bi şeyler yazmak istedi ve kapalı olduğunu bile bile sevgilimin laptopundan bi deneyim diye girdim, tık açıldı, blogger. Acaba sevgilim de mi DNS ayarlarını değiştirdi, bilemedim, iş laptopu olduğu için sanmıyorum neyse yahu, başka bi şey isteseydim o da olur muydu acaba(?) Hahahaahh...!!!!
Neyse antidepresanı bırakıyorum yavaş yavaş ve ruh halim bi tuhaf ve kafam sanki olması gereken yerden on santim yukarda, dönüp duruyor gibi. Aslında sadece dozu azalttım, böyle böyle bi ay içinde bırakmam gerekiyor. Başlarken de çok zorluk çekmiştim, bırakırken de aynı işkenceyi yaşıyorum ama bu başlangıç ve bitiriş dönemleri arasındaki zaman çok faydalı oldu bana.
Şu anda sevgilim sosyal ağ isimli filmi seyrediyor, aslında beraber başladık seyretmeye ama ben sıkıldım ve izlemeyi bıraktım. N'apalım onun da animasyon seyrederken uykusu geliyor ve hatta horluyor. Biraz trip attı bana, sonra bu akşam işten gelirken ekmek yapmam için kepekli un, ceviz ve kuru üzüm almış ama ben hala hamuru mayalamadım, onun için de trip atıyor, çok üşeniyorum ya, n'apabilirim. Zaten kafam on santim yukarda, bugünüm çok verimsiz geçti, çektiğim hiç bir şeyi beğenmedim ve üç fotoğrafım stok sitesinden geri döndü. Uzun süredir ret cevabı almıyordum ona da canım sıkıldı. O yüzden şu an yarım kilo profiterol ısmarlayıp, hepsini yiyip sonra da uyumak istiyorum. Bir haftadır huzursuz bacak sendromu yaşıyorum ve çok uykusuzum. Saçımı da boyamam lazım ama o işi yapmayı düşünmek bile sıkıntı veriyor o şu an bana.
En iyisi ben küçük hareketlerle mutfağa gidip ekmek hamurunu yoğurayim ve sabah da kalkıp pişireyim. Hem bana bi hareket gelir hem de sevgilimin gönlünü alacak bi süpriz yapmış olurum.