RSS

Sakinlik!!!! Bana ne kadar uzak bi' kelime!!!!!


Bu sıralar çok yalnız kalıyorum evde zira sevgilim sık sık iş seyahatlerine çıkmaya başladı. Aslında Ankara'daki yaşamımızda daha çok yalnızdım fakat pek şikayet etmiyordum. Oysa burda bi dakka bile yalnız kalmaya tahammül edemiyorum. Belki de burda yalnız kalmama sebep yok çünkü, arkadaşlarım, kırk yıllık dostlarım ve yeni tanıştıklarım var diye düşünüyorum. Aslında yalnız kalmayacağımı düşünmek bana iyi geliyor ama diğer yandan kendime hiç vakit ayırmadığımı farkediyorum. Kendimi dinlemiyorum, kendi başıma yaptığım ritüellerimi kaybediyorum, kitap okumaya artık yeteri kadar zaman ayırmıyorum. En önemlisi artık nerdeyse hiç mi hiç yazmıyorum. Sürekli yeni defterler alıyorum ve o boş sayfalı kağıtlar evde bi yığın şeklinde benim onları doldurmamı bekliyorlar.
Yazmamak beni hırçınlaştırıyor da. Herkese her şeye kızıyorum. Gülünç olaylara bile kızıyorum.
Tahammül sınırlarım nerdeyse kalmadı. Mesela geçen gün her zaman yemek yediğimiz pideciye gittik. Hava soğuktu. Ben cam kenarında oturuyordum. Biz pidelerimizi beklerken birden yanımdaki sürgülü pencere boylu boyunca , bir hamlede açıldı. Önce tepki vermedik. Ama bi kaç saniye sonra ben bu işi kafaya takmaya başladım usul usul. Zaten hastalıktan yeni kurtulmuştum ve üşümeye başlamıştım. Önce üstümdeki hırkanın önünü ilikledim , sonra boynuma eşarbımı doladım. Baktım olmuyor hala üşüyorum, garsonu çağırıp sert bi şekilde şurayı kapat dedim. Zira onun benden izinsiz bu camı gelip lap diye açtığını düşünerek kızgın davrandım. Sonra çocuk gelip camı kapatmaya çalışırken benim arkamda oturan adam bu işe müdahale etti, cam kapansın istemedi. Bunun Üstüne camı onun açtırdığı anlaşıldı. Ben de arkamdaki tartışmaya dahil olmak için yüzümü onlara çevirerek ve özellikle adama bakarak , bu camı siz mi açtırdınız dedim, adam evet ama diye konuşmaya çalışırken ben aldım sazı elime; ama burda oturan benim ve sizin bunu bana sormanız lazımdı, en azından nezaket gereği böyle davranmanız gerekirdi. Hem bana sormadan benim yanımdaki camı açtırıyorsunuz hem de kapatılmasına karşı çıkıyorsunuz. Ben gene anlayışlı davranıp bi süre açık kalmasına ses çıkartmadım ama şu an burda ben oturuyorum ve çok üşüyorum, sizin yüzünüzden burda üşüyerek yemek yiyemem diye saydırırken, adam ve yanındaki kadın şok olmuş bi şekilde bana alık alık bakarlarken, ÖB de tamam güzelim , lütfen güzelim diye beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Sonra ben tekrar garson çocuğa dönerek kapatın o camı dedim. Benim bi anlık suskunluğumda pencereyi açtıran adam bana bakarak, ben aslında camı açın demedim, burası çok havasız klimayı açın ya da bi yer açın dedim, dedi. Ben gene aynı sinirle, o zaman klimayı açın burayı kapatın dedim ve önüme döndüm. Bi kaç dakka sonra arkamdaki adam ve yanındaki kadın kalkıp bizden daha uzak bi masaya oturdular. ÖB de bana, çok tepki verdin, adamı dövmekten beter ettin niye böyle yapıyosun güzelim diye kızdı. Ben aslında çok tepki vermedim sadece biraz sert tepki verdim diye düşündüm. Sonra bir an böyle davrandığım için üzüldüm, gereksiz bi can sıkıcı durumun baş kahramanı oldum ve hepimiz gerildik. Ama artık benim de herkesle empati kurmaktan, herkese anlayışlı olmaktan, sürekli mağdur ve zikilen ve hatta hala alttan alan olmaktan psikoljim bozuldu yahu.
En iyisi ben yazmaya yavaş yavaş başlayiim, en azından tepki verirken biraz daha sakin olurum.

0 comments: