RSS

Ne Pazar'mış Bu Pazar ama!!!

Bugün handakilerin otuz iki kısım tekmili birden, Pazar dememişler, tatil dememişler, gelmişler. Tabi hal böyle olunca, hafta içi bir günmüş gibi geçiyor tatil günü de. Bi ağlamak lüzum etti lakin dakka başı ya kapıya biri geliyor ya da sesleniyor. Ben de kalktım meydana doğru yürüdüm, öyle ki gözyaşlarımı zor tutuyorum, neyse çıktım yukarı, yöneldim Sultan Ahmet Camii'ne , hani maneviyat falan arayışım da yok, hep yaptığım gibi, camiinin ilk giriş merdivenlerinin en kuytu köşesine ilişip, usul usul dökücem içimi ama ne mümkün, işte öyle bi yer ararken, caminin merdivenlerinde bile oturacak yer bulamayınca, etraftaki yerli yabancı turist kalabalığını farkettim, tırıs tırıs çıktım avludan ve tabii bu sırada bu duruma da içerlemiş olacağım ki, o ana kadar tuttuğum yaşlar, hızlı hızlı süzülmeye başladı gözlüklerimin altından. N'apalım olan oldu bi kere deyip, boş bulduğum bi banka çöktüm ve o an o bankın neden boş olduğunu da çözdüm: güneşin alnında kalmıştı öğle vakti, o yüzden kimse oturmuyordu ama ne çare zaten benim içim öyle bi yanıyor ki, bu sonbahar güneşi neylesin bana diye düşündüm. Uzun bi süre oturdum öylece güneşte ağlaya ağlaya sonra yoruldum ağlamaktan, sıcaktan da uykum geldi, döndüm geldim atölyeye bi uyumuşum ki bu saat oldu yeni kalktım. İyi geldi uyku, sabahki sakinliğime tekrar kavuştum "Bu Pazar".

0 comments: