RSS

Bi Simitten nerelere.....

Biraz önce şahane bi kahvaltı ettim amma lakin simitsiz geçen kahvaltıya kahvaltı der miyim ben(?) Demesem ne fayda, sanki hayatımda bi simit eksikmiş gibi davranmam da benim zavallılığım işte.

Şu an simitsiz kahvaltı ediyor olmam'(dan geldiğim nokta da içler acısı tabi), istediğim hayatı yaşayamamam, hep ofsayt pozisyonlarda olmamın tek suçlusu dedemdir. dedem bana savaşmayı öğretmedi ki, hep "sulh içinde olun yavrum, kötülük edene siz iyilik edin yavrum, zalim olmayın yavrum" diye diye beynimizi sikti. Şİmdi de savaşmayı bilmeyen, hayata karşı taktik geliştiremeyen, planlı davranamayan bi aptala döndüm. Tabi dedem nerden bilebilirdi ki, insanoğlunun da gelişip, değişmeye devam edeceğini, daha da şeytanlaşacağını, onun bildiği tek savaş kurtuluş savaşıydı.

Ama en azından bunu farketmiş olmam da benim gibi bi mal için bi gelişme. Şİmdilerde, zalim olmamak adına ki n'apalım böyle büyütüldük, bazı şeylerin asgaride halledilmesini beklemeyecek kadar aceleci olmadan ki bunca zaman beklemişim, doğduğum ülkeye gitme ve bi süre orda yaşama planları içindeyim. Hayatıma bi reset atıp, yeni programlar yükleyip, bi birey olup kendi hayatımı kurmadan da ordan dönmemeyi kendimin borç hanesine yazdım bile, tabi hayat bana daha yaşayacak zaman verdiyse, bunu başardığımda, yani doğduğum yerde sabah için alıştığım simitleri bulamayacağıma eminim ama yerine başka bi şey mutlaka bulacağım, hayatımın başladığı noktaya geri dönmek şu anki pozisyonumda bile içimde bi kıpırtı oluşturmaya yetiyoru.


0 comments: