RSS

Sürreal Olaylar Dizisi!!!

Ben her zamanki gibi yine simit yiyorum, Taksim'de. Simitçinin bahçe gibi  olan yerindeyim, hava güzel malum amına koduumun tatilini de yedik, en azından şu güzel ortamı bozup, içerde tıkınmaktansa, onca gürültü ve araba egzozuna rağmen dışarda oturmak yine de güzel. Bu sırada, yanımdaki iki kız, iştahla yağlı mı yağlı böreklerini çayla götürüyorlar, hemen hemen dışardaki bütün masalar dolu. Yanımdaki masa boşaldı ve anında da doldu. Yaşlı bi amca geldi oturdu, burası self servis olmasına rağmen, masaları temizleyen çocuğu çağırıp, çay istedi, parasını da peşin verdi. Çocuktan öyle bi ses tonu ve vurguyla istedi ki çayı, çocuk burası self servis diyemedi, kuzu kuzu getirrdi çayı, bi de kül tablası koydu önüne. Bu arada, yan taraf trafiğe kapalı ve kocama bi belediye arabası, su fışkırtarak ve ortamın gürültüsüne gürültü katarak sözde sokağı yıkayarak temizliyor. Evet buraya kadar olağan bir şehir manzarası ama  aniden bu gürültücü arabanın arkasından bir koç beliriyor, boynuna takılmış, yeşil bi çamaşır ipi, ondan bi iki adım önde giden sahibinin elinde, taşşakları sallana sallana yol alıyorlar. Zaten ben de bu hayvanın koç olduğunu kırkılmış tüylerinin yokluğundan ortada kalmış, kendinden büyük taşşaklarından anlıyorum, zira daha küçük ve boynuzları da belli belirsiz çıkmış. Bu koç ve sahibi, sakince işine gücüne koşturan, ellerinde laptop çantaları, kol çantaları, kravatlı, topuklu ayakkabılı tiplerin birbirini itiş kakışının arasında sakin sakin yol alıyorlar daha da komiği adam ışıkların oraya geliyor ve yayalar için yeşil yanmasını bekliyor, sonra ışık yanıyor ve yine sakillik içinde karşıya geçip gidiyor. Ben bi yandan simidimi yiyorum, bi yandan bu koçu ve sahibini seyrediyorum ve ulan diyorum, bu gerçek olamaz , galiba aklım bana bi oyun oynuyor, ulan sabahın 08.30'unda taksimde bir adam ve yanında bi koç yaya geçidinden karşıya geçiyorlar hahahaah hahahaha!!!!
Ama bu hikayenin dahası da var. Öğle yemeği için dışarı çıkıyorum, kestirme olsun diye gezi parkından geçiyorum, parkın yeşillik alanlarında bilimum evsiz arkadaş,  şekerlemesini yapıyor, bi kaç tarafta da bi iki turist, atmışlar çantalarını yanlarına, dinleniyorlar, sonra bi iki çocuk oynaşıyor babalarıyla, derken biraz daha aşağıya doğru yol alınca , Elmadağ çıkışına doğru, sabah gördüğüm koça benzeyen bi hayvan, Gezi parkının çimlerinde otlanıyor. Yok artık diyorum, bi an durup bakıyorum dikkatlice, sonra iyice yanına yanaşıyorum, gerçek mi bu diye, ben bakınca sahibi ayaklanıyor, galiba huzursuz ediyorum adamı, demek ki burda bi hayvan gerçekten otlanıyor, çünkü sahibi var ve hayvanın yakınına geliyor. Sonra adamı tanıyorum evet bu sabahki adam ve sonra bizim taşşaklının boynundaki ipe bakıyorum evet o da sabah gördüğüm  koçun boynundaki yeşil çamaşır ipi. Sonra seviniyorum,  ulan sabahki de gerçekmiş, bu da gerçek diye düşünerek yoluma devam ediyorum!!!:))) Hiç sorgulamıyorum bu olayı, gerçek olması yetiyor bana, Taksim Gezi parkında otlayan hayvan, sürüden ayrılmış hayvan, şehirde sahibiyle belki de tarlabaşında bi evde yaşayan hayvan ...
karikatür şurdan

0 comments: