RSS

Can sıkıntısı...

Dün şöyle bi blog arşivime göz attım da, bu İstanbul' geldiğimizden beri nerdeyse hiç yazı yazmamışım bloga, halbuki ne kadar çok anlatacak şeyim var, her gün yeni macera. Hatta talihsiz serüvenler dizisi çeviriyoruz burda sevgilimle desem mubalağa etmiş olmam. Belki de her gün her gün üst üste çok şey yaşayınca ne anlatacağımı şaşırıyorum. Gerçekten ama, bi şey yaşıyorum ve o gün klavyenin başına geçmemişsem benim için tazeliğini yitiriyor, buraya yazmak abes oluyor çünkü o olayın üstüne daha yeni yeni şeyler yaşamış oluyorum ve başta kendim sıkılıyorum. İŞte böyle böyle yok o geçti, yok bu geçti diye diye hiç bi bok yazamıyorum.
Ama bu durumdan hiç memnun değilim. Bi an önce kendimi toparlamak ve yazı yazma isteğime kavuşmak istiyorum. Belki içimden bi türlü atamadığım can sıkıntılarımın bi sebebi de az yazmaktır. Hayır artık deftere de yazmıyorum, elim kalem tutmuyor, klavye tutmuyor. Bi yandan okumayı da kestim. Şurda okuduğum bloglar dışında elime bişi aldığımı görmedim aylardır.
Bi de ortalıkta canım sıkılıyor canım sıkılıyor diye dolanıyorum. Bi iki dakka insan oliim yahuu cıkcıckıck......

0 comments: