Fakat hüsran yaşamam yakınmış, çünkü kazın ayağı öyle değilmiş, onların da içlerinde biraz zaman geçirip, onlarla yaşayınca gerçekler, yalanlar, adam kayırmalar, dedikodular, hazımsızlıklar bizim sektörü de sollamış, hatta makas atıp geçmiş meğer. N'olcek sandım ki, İnsanoğlu sanki geleneksel işler yapınca egolarından mı arınacaktı ya da allah korkusuyla ahlaklı olmak zorunda mı hissedecekti kendini; öyle olsaydı, o zaman da zaten insan olmaktan öteye geçerdi, nirvana'ya yakın bi yerde olurdu.
Benim bu aralar en büyük hayal kırıklığım budur, gerçi bilmediğim bi kulvardaki acemiliğim desem daha doğru olur. Ya da yağmurdan kaçarken doluya tutulmuşum da yeni haberim olmuş salaklığımdan mı desem, ne desem, A mı desem, B mi desem, C mi desem desem...??:)
Yine de her şeye rağmen hayatıma giren bi iki insan evladı için yaşamaya değer bi tecrübeymiş desem de, sıfatımın önüne şanslı kelimesini koyarak kendime "şanslı bi salak" mı desem...
0 comments:
Yorum Gönder