RSS

Öylesine.....

Şu an onuncu yıldönümü radyomuzdan insanın canını acıtan tınılar yayılıyor, ben blog dolaşıyorum, ÖB kitap okuyor, ev çok dağınık, benim gözlerim kan çanağı, meslek icabı sürekli ekrana bakmaktan ama eve gelmişim ama hala gözüm ekranda çünkü bügun nette hiç dolaşamadım, sağa sola laf atıp sosyalleşemedim, iki satır bi şey okuyup, iki fotoğraf bakamadım. Aslında şu an da gözlerim, başım ağrıyor, üstüne karnım ağrıyor. Şu radyoda çalan parça adını bilmiyorum, kim söylüyor bilmiyorum ama insanı derinden etkiliyor. Yaşamak ne kadar acıklı bi yandan dedirtiyor insana. Duygularımız olmasaydı keşke, sadece içgüdülerimizle yaşasaydık biz de hayvanlar gibi, hayat daha basit ve daha az yaralayıcı olurdu. Şimdi bu şarkıyı dinlerken bunlar geçiyor aklımdan. İnsan olmak ne zor bi şey yahu!
Ben de birazdan gözlerimi yeni serüvenime yönlendireceğim; Binbir gece masallarına başladım, birinci cildin ilk kitabındayım, okuduğum ilk yüz sayfalık bölüm için, zenci kölelerle, güzel ve soylu kadınların maceraları beni en çok meraklandıran masallar oldu şu anda!:)) Şaka bi yana gerçekten acayip bi maceranın ortasına düştüm hatta öyle ki Jules Verne'nin Esrarlı ada'sına başlamayı bile erteledim.

Böyle işte, şu an artık Cumartesi olmuş bile, iyi geceler o zaman....

0 comments: