RSS

Paranoyak bir kişiliğin olayları algılayışı!!!!

Neydi bu acı diye düşündü kendi kendine Abigale. İki gündür midesindeki kramplar hiç geçmemişti. Açlık hissetmiyordu. Dizleri her an bükülüp yere düşecekmiş gibi seğiriyordu. Hayat durmuştu sanki, işleri umursamıyordu. Herkesle keyifsiz ve mecburi konuşmalar dışında pek muhatap olmuyordu, bakkaldan bi ekmek ve bir gazete istediğinde her zaman kuruşu kuruşuna en bozuk paralarını veren kişi o değilmiş gibi bozuk parasındaki bütün bozuklukları adamın önüne yığmış ve çıkıp gitmişti, sonradan bakkal arkasından koşturup, bunları bıraktınız diye eline tutuşturmuştu.
Abigale eve girer girmez elindeki gazeteyi, ekmeği, bozuk para kutusunu ve çantasını bir kenara atıp, kendini yatağa bıraktı, tam uykuya dalmıştı ki sert bir kapı açılmasıyla sıçradı. O da eve gelmişti. Hiç konuşmadılar ve hatta asık bir suratla mecburi konuşmalarını yapıp geçiştirdiler, sonraki saatlerde ikisi de aynı anda aynı odada bulunmamaya dikkat ettiler.
Abigale, artık bitti diye önemsizce ve hatta kızgınca geçirdi aklından. Bitti ama o zaman bu midesindeki ağrı neydi, niye hiç bir şeye konsatre olamıyordu? Bu iki gün neden ona yıllar gibi gelmişti? İçinden, " n'apalım, ben de işime bakarım, bi sürü şey var yapacağım, onları sıraya koyarım, okuyacağım kitaplar, yazacağım öyküler, bitireceğim master, gezeceğim ülkeler, öğreneceğim yeni yabancı diller var... var da var...."diyordu ama bir türlü hiç bir şeye konsantre olamıyordu. Gidip gelip saate bakıyordu, sanki zaman durmuştu, saniyeler birbirini kovalarken, akrep ve yelkovan bana mısın demeden sanki oldukları yerde duruyorlar gibi geliyordu Abigale'e. Sürekli kendine telkinlerde bulunuyor ama fayda etmiyordu; O'nun evden çıkmasını bekliyor ve ağladığı hiç bi yerden duyulmasın diye hıçkırıklarını içine ata ata , kafasını bir yere dayayıp ağlıyordu. Sonra gözlerindeki yaşları silip, hayatının rutinine geri dönmeye çalışıyordu;Mesela günün en sevdiği saatinde bir kahve keyfi yapmak için kettle' a su koydu, fincanına kahve, ama kettledaki su kaynayıp, alet işaret verdiğinde o çoktan kahve keyfinden vazgeçmişti ve kafasını mutfak tezgahına dayayıp, sessiz sessiz ağladı; bütün kitaplarını döküp, saçtı ve hangisinden okumaya başlayacağına karar verip eline kitabını aldı, okuyor okuyor ama ilk sayfayı bir türlü geçemiyordu. Sonra bu en çok sevdiği ve en çok okumak istediği kitabıyla böyle bir başlangıç yapmak ve bu olumsuz duygularına bu kitabını da karıştırmak istemediği için, onu da diğer dağıttıklarının yanına attı ve yine hıçkırıklarını yutarak ağladı.
İkinci günün ortaları olmuştu. Yine evde karşılaştılar ve hiç konuşmadılar . Yine aynı evin içinde birbirinden kaçan iki yabancı olmuşlardı. Abigel mutfağa gitti, içinden O'nunla konuşuyordu. Sonra iyice kızdırdı kendi kendini, ağlamamak için direndi ve salona gidip sert bi şekilde bi şey demek istedi ama yapamadı sonra O salondan kalkıp yatak odasına gitti. Abigale daha da kızmıştı O'na, "iyice iletişimsizleşelim, ilkelleşelim" diye söylendi sessizce arkasından sonra da balkona çıktı. "Bitti bu iş bitti" dedi yine kendi kendine, "ne diye kendini küçük düşürüp diyalog kurmaya çalışıyosun ki" diye de çıkıştı kendine. Aslında diyalog kurmaya çalışmadığının farkındaydı. Kırmışlardı birbirlerini ve her zaman olduğu gibi O'nun gelmesini bekliyordu Abigale. Bir gurur budalası olarak, haklı da olsa haksız da olsa bunu o yapmazdı ama bu sefer O da yapmıyordu.
"İşte artık yalnızım, daha dün birbirimizi öpüp, kucaklıyorduk, güzel sözlerle pohpohluyorduk. Hayatlarımız anlamlı bir hale getirip, dertlerimizi paylaşıp ağırlıklarımızı hafifletiyorduk. Ne kadar da yalnız hissediyorum kendimi şu an, sanki yıllar önce kendimin bir yarısı O'nunla bütünleşmiş ve şimdi kendimin yarısından çoğu onda kalmış gibi hissettim. Her şey ne kadar da anlamsız artık ve hissettiğim tek şey bu mide kasılmaları ve O'nu gerçekten çok sevdiğim ve çok özleyeceğim" diye geçirdi yine içinden.
O tükenmek bilmeyen zamanlar tükendi, İkinci günün sonu geldi; Abigale de artık tükenmişti ve O'nun yanına gitti,en azından daha somut bir sebeple durumu netleştirip ne olacaksa olsun diye düşünürken, kounşmaya başladılar, sinirlendiler, sonra Abigale çıkıp gitti odadan, arkasından O geldi, sonra birbirlerine sarılıp bir süre birbirlerine öyle kenetli kaldılar bu sırada Abigale çaktırmadan gözyaşı döküyordu. Sonra gecenin ilerleyen saatlerinde balkonda keten helva eşliğinde, ikisi de biraz mahsun, iki günlük üzüntüden dolayı biraz yorgun kahve içiyorlardı. İkisi de sonunda ne kadar büyük bir sorun olursa olsun birbirlerinden vazgeçemeyeceklerini bir kez daha farkettiler , sonunda gönül kırıklıkları eşliğinde birbirlerini affettiler.
Bu iki günlük küskünlük macerası sonunda Abigale ilişkilerinin akibeti ile ilgili kurduğu büyük fantastik sonları O'na anlatırken, kendi de nasıl olup en kötü ve en can yakan sonuçlara varabildiğine şaşırdı.
Biraz hayal gücü, biraz evham ve paranoyaklık, aynı zamanda gereksiz yere büyük gururlu bir kişiliğin, hayata bakışından başka bir şey değildi bu.

6 comments:

Adsız dedi ki...

NASSI YANİ YAAAA

AMA AMA AMA BEN ŞOK OLDUM VE KENDİME DUMUR BEĞENEMİYORUM....



SONU TATLIYA BAĞLANDIYSA OK SORUN YOK DEMEKTİR UMARIM MUTLUSUNDUR VE SORUNSUZ BİR HAYATIN OLUR YÜREĞİNLE KAL ...



VE UNUTMADAN GERGİNLİK YOK...

arzın merkezine yolculuk dedi ki...

sonu tatlıya bağlanan bir ilişki ama biraz karşılıklı yıpranış. Aslında bazen böyle inişler çıkışlar lzımmış ilişkide onu anladık. 8. yılına girecek bir ilişkide toplasan üçü geçemeyen kavga gürültü olması biraz anormaldi zaten. Eeee şimdi dörtledik.
İnatçılığın en fazla yer kapladığı gen haritasına sahip bir kişiliğin üstüne ne pahasına olursa olsun geri adım atamaması sonucunda, her an hayatındaki dengeleri değişebilir. Ve böyle bir kişilik olarak her an her şeyin en uç noktasına kadar düşünsel yolculuklar yapıp sonra da onların gerçekleşeceğine inanan hayalperest ve mantıktan uzak bir şeklide yaşıyorum işte :))
Ve evet gerginlik yoookkk!!!!
Önümde hayatımı kökten etkilecek ve bana antidepresandan daha iyi gelecek, benim için çok önemli bir sınavım varken, yoğunlaşmalıyım yoğunlaşmalıyıııııımmmm, gerginlik yooookkk!!:))

Adsız dedi ki...

işlerin rayında olmasına sevindim
veee o sınav her ne içinse 100 üzerinden 100 tam puan alabilmen dileğimle

arzın merkezine yolculuk dedi ki...

Teşekkürler Dia'cım ( bu aradan sana dia'cım diyebilir miyim zira güzel ve kullanışlı bir kısaltma).Bu çok istediğim sınavı alırsam, burda daha iç açıcı, komik, eğlenceli öyküler anlatırım ilerleyen zamanlarda heheheh...:))))
Artık ben de komik olmayı özledim yaw, hep melankoli içimi baydı!!!:)))

Adsız dedi ki...

buzlu cam tabikide istediğin gibi hitap edebilrisin ve yineliyorum umarım sınavın 100 üzerinden 100 ile sonuçlanır :D



yüreğinle kal melankoliyi bırak bi köşeye unutma gerginlik yok yüreğinle kal ...

arzın merkezine yolculuk dedi ki...

teşekkürler diacım!!:)