RSS

Eski yılın son saatleri, yeni yılın ilk günü!!!!

(resim şurdan)
Bütün gün yorulmuş bedenim, eve ulaşmak için tramvaydan metrobüse, metrobüsten minibüse doğru koşturdu. Bu sırada araçlara ulaşmak için sürekli kuyruğa girildi; üst geçite çıkma kuyruğu, üst geçitten inme kuyruğu; bi kaç kere araçlara binerken ezilme tehlikesi ve bunların sonucunda sinir birikmesi ile eski yılın son saatlerinde şunları yaşadım:
Minibüs kuyruğuna kadar ayakta yolculuk etmenin yorgunluğu ve elimdeki yüklerin dayanılmaz ağırlığı ile üstüme doğru gelen bir karartıya dönüp baktığımda, karanlıkta bile parlayan kel bir kafa benden oldukça yüksekte bi yerde parlıyordu, onu taşıyan vücudun akşam karanlığında bile üstüme düşürdüğü karartının aksine; sonra benim dönüp bakmamla üstüme çıkılma hamlesi, minibüs kuyruğu bu mu sorusuna dönüştü, ardından cevap hakkı bana geçtiğinden ben de bak kuyruğun sonu şurda dedim, kel ve iri yaratık, kuyruğun sonuna geçerken benim sert cevabıma alınmış olacak ki, "ne de şık söyledin beah" gibi bi laf etti, ben umursamadım sonra bi kaç kere tekrarladı, o sırada minibüs geldi, ben buna dönüp, "nasıl söylicektim haa nasııı???" diye çıkıştım, bi kaç saniye de piskopata sarmış bi şekilde baktım, o sırada da ben buna okkalı bi küfür etsem, "ulan dallama, senden mi öğrenicem şıklığı, zarifliği, daha biraz önce tepeme çıkmana ramak kalmışken, medeniyete yetişememiş toynaklı" diyerek ve elimdekileri önemsemeden yere fırlatsam ve buna bi güzel girişsem, acaba ne kadar dayak yerim ne kadar dayak atarım, diye düşünürken, karşımdaki zebellaha bakınca bunu gözüm kesmedi, bakışlarımı gelen minibüse binebilmek için ayırdım bu ayıdan. Sonracıma, minibüste şoförün tam arkasındaki üçlü koltuğun yanındaki boşlukta ortadaki ben olmak üzre üç kadın sıkıştık. Zira başka da ayakta bile duracak yer yoktu. Önümdeki kadının kulağında kulaklıkları vardı ama dışarıya hiç ses gelmiyordu hayret, ya kapatmıştı müziği ya da insan gibi dinliyordu, sadece kendi duyacağı şekilde; arkamdaki kadının da eli kolu benimki gibi doluydu ama benimkinin aksina onun elinde hediya paketleri falan vardı. Minibüs hareket edince, benim bu arkamdaki kadının telefonun çaldı. Bu da konuşmaya başladı ama ne konuşma, bağıra bağıra, maşallah bütün minibüs onu dinledi, sonra kadın hiç susmadı, bu sefer de o sağı solu aramaya başladı gene bağıra bağıra konuşarak;kadına ters ters baktım anlamadı, sonra acı bize bak zaten kıç kıça gidiyoruz, bi de kulağımızın dibinde yüksek sesle bağırma edasıyla acı acı baktım onu da anlamadı, sonra aşağılayarak baktım gene anlamadı.Şunu uyarayim de insan olsun dedim ama neden sonra vazgeçtim, küçücük minibüste tam 32 kişiydik ve bi tek ben rahatsız olmuştum ve biraz sakinleşmem lazımdı artık, sürekli kötü insan rolü bana yazılıyordu insanlık dışı hallere verdiğim tepkilerden ve daha da kızgın oluyordum bundan ötürü. Bu sebepten ben de diğer 31 kişi gibi voyerist bi tavırla kadının konuştuklarını dinledim; Kadının teli ilk çaldığında patronuydu galiba daha dikkatli dinlemeye başlamamıştım konuşmaları, bi şey sordu, bu da cevap verdi, sonra da yeni yılını kutladı. Ardında bu sefer bu aramaya başladı, önce anasını aradı, anası da sordu herhal buna naaptın, nabıyonuz bugün falan dedi, bu da bugün izinliymiş, Bakırköye'e gitmiş, cilt bakımı yaptırmış, hamam, sauna yaptırmış, kese attırmış, ohh rahatlamış, kendine yeni yıl hediyesi vermiş falan, sonra bunun Sinan diye bi kocası var galiba, işte onunla dışarı çıkıcaklarmış, arkadaşları çok ısrar etmiş, şimdi eve ulaşmaya çalıyomuş, çok trafik varmış, allah korusun iyi ki arabayla çıkmamış, anası da yalnız kalmıcakmış, birilerine gitcekmiş falan filan işte, sonra bi arkadaşını aradı yeni yılını kutlamak için ama çok uzun konuşamadı allahtan çünkü aradığı kişi kuafördeymiş hahah!!! Sonra bi kaç arkadaşını daha aradı, bağıra bağıra yeni yıllarını kutladı sonra zaten ben ineceğim yere geldim. Acaba ben indikten sonra kimleri kimleri aradı tüh tüh tüh tüh!!!!!
(grafik çalışma şurdan)Minibüsten indim, ÖB ile buluştuk, alış veriş yaptık; deterjan , ekmek, sabun, süt, yumurta... falan işte, sonra marketin kalabalığından ziyade marketin talan edilişi şaşkına çevirdi bizi, sonra şaşkınlığımız geçti çünkü, bizim aksimize ordaki herkes eski yılın gidişi, yeni yılın gelişi için alışveriş yapıyordu biz de salak gibi buna şaşırıyorduk, halbuki sonraki gün de yapabilirdik alışverişi , hiç düşünemedik işte.
Neyse eve vardık. Annem sofrayı kurmuş bizi bekliyodu. Yemeğimizi yedik, sonra hepimizi tatlı bi uyku bastırdı, hepimiz uyumuşuz, yeni yıla bi saat kala, telefonlarımız çalmaya başladı, uyanıp normal insan moduna geçelim dedik, hem annem de "yeni yıla uyuyarak girmeyeli canım" dedi. Gelen aramaları, kutlamaları kabul ettik.Sonra yeni yıl oldu;
Birbirimizi öptük, uykumuz açıldı, bu beyliğin düzünde hava birden aydınlandı ani patlamalarla, o kadar çok havai fişek atıldı ki bi yarım saat onları izledik sonra da en iyisi uyumak bak yeni yıla da girdik diyip, daha sıcak olan yataklarımıza tekrar girdik.
Herkese iyi yıllar !!!!!!

0 comments: