RSS

Değişen insan

Dün, sabaha kadar öksürmekten gözüme bir damla uyku girmedi. Lakin sabah ÖB'nin evden çıktığı ve bizim tombul kuşun eve gelme saati arasında şöyle bi dalmışım. Ama keşke dalmaz olaymışım. Rüyamda malum hastalık beni, "allah belanı versin, allah belanı versin, allah belanı versin..." nakaratında, ses tonunu alçaltıp, yükseltmeden, aynı tonda ve duygusuz bir şekilde taciz ediyordu. Sonra aniden kardeşim geldi, tabi ben hemen onu bu sahneden uzaklaştırmak için çabalarken ve "hasta ya, ne dediğini bilmiyor" diye açıklamalar yapmaya çalışırken, ter kan içinde, bir öksürük nöbetiyle uyandım.
Uzun süren hastalığın verdiği eziyet ve bu malum kabusların etkisiyle bu sıralar uyku denen şeyden uzakta zombi olarak dolanıyorum. Ve yine bu sıralar, Yaşar Kemal'in bir ada hikayesi üçlemesinde, Poyraz Musa ve diğerlerinin dediği şeyi düşünüyorum. Onlar acımasız bir savaşı yaşamış insanlar olarak artık hiç bi zaman eskisi gibi olamayacaklarını, yaşadıklarının etkisinde yaşamlarını sürdüreceklerini, zaman zaman birbirlerine itiraf ediyorlar. Ama unutmamam lazım ki, o adadaki insanlar bile hayata tutunmaktan vazgeçmiyorlar. Galiba ben de yaşadığım zor tecrübelerden sonra hiç bi zaman eski ben olamayacağım, fakat yaşadıklarımın ağırlığı beni değiştirse de, içimde kalan iyilikleri yeşertecek ve güzelliklere dönüştürecek kadar istekli olmalıyım. Ya da en azında böyle olmam gerektiğini düşünmeliyim.
image şurdan

0 comments: