RSS

Yine 145T!!!

Son bir ayda, tem otoyolunda 145T denen, toplu taşıma aracı üç kere bozulup, yolcularını otoban kenarında, bu sogukta magdur etti. Yani araçtır bozulur tabii fakat üç kere mi bozulur ya da üç kere önlem almazsan, aracın rutin bakımını yaptırmazsan mı bozulur? Neyse o sırada ben o otobüslerden birinde değil de temden geçen başka bir aracın içinde seyir halinde görüyorum bunları. Bi keresinde de benim içinde olduğum başka bir 145T durup, bu mağdur insanları otobüsü aldı, tabi alabildiği kadarını.

Düşünün bir kere herkes sabah sabah işine gücüne yetişme için erkenden kalkıyor. Sonra bu otobüse çift bilet basıyor. Oturabilen şanslılar dışında, ki ayakta yolcu almak yasak, sıkış tepiş, otobüse binmeye çalışıyor. Sürekli otobüs şöforü ve muavini tarafından taciz ediliyor: Seri olun!, ilerleyin!: Üst kata çıkın! : Üst kattakiler, siz arkaya , öne ilerleyin ortada durmayın! : Basamağı tıkamayın!..... gibi Ve üstüne de duraklamanın yasak olduğu, yoğun bir otobanda bozulup kalıyor. Kapasitesinin çok çok üstünde yolcu aldığı için de ancak üç dört otobüs sonra insanları bu mağduriyetten kurtarıyor. Tabi bu kurtarma mı yoksa başka bir mağduriyetin içine sürüklememi oluyor o da ayrı bir mevzuu.
Peki biz insanlar bunca eziyeti niye çekiyoruz. Çünkü mecburuz, o otobüse binemezsek işimize geç kalıyoruz. İşimize geç kalırsak işimizden oluyoruz. Bunu bilen toplu taşımacılar ve özellikle özel halk otobüsleri ve minibüsler bundan şahane bir şekilde nemalanıyorlar. Şimdi üç kuruşluk , evrimini tamamlayamamış yaratıklar tarafından sömürülmeye mi hayıflanmalı yoksa paranla gördüğün hayvan muamelesine mi içerlemeli, yoksa toplu taşımdan sorumlu yönetimlerin bu sorunu görmezden gelmesine, yok saymasına ve hiç bir çözüm üretme taraftarı olmamasına mı kıllanmalı, n'apmalı. İnsan sinirlenip sinirlenip sonra kendini anti- depresana mı vurmalı ki sinirlenmek, eylem yapmak, protesto etmek, tavır koyup bu araçları kullanmamak da faydasız, n'apmalı...
image şurdan

0 comments: