RSS

İlber Ortaylı!!

Bir baktım, İlber Ortaylı bizim salonun ortasında. Bizim salon da on beş yıl önce bütün aile fertleriyle yaşadığımız Ankara'daki ev fakat evin bulunduğu mekan şu an bizimkilerin yaşadığı şehir. Dışarda nasıl kar, tipi sormayın. Bir anda bi şey oluyor ve İlber Ortaylı bizim salon camını kırıyor. Fakat kimse camın kırılıdığının farkında diil. İçeri kar , kıyamet dolmaya başalayınca anlaşılıyor. Yalnız Ortaylı bu sırada o kadar sakin ki, sanki tarihten bir kesit anlatıyor, o rahat ve hikayeci tavrıyla. Ben hemen telaşlanıyorum "aa cam kırılmış yaa, n'apcaz şimdi hocam " diyorum. O da " bir minder bulup sıkıştır canım , bir camcı bulup taktırırsınız" diyor. Bu sırada annem geliyor sahneye. Tabi hemen kızıyor, hoca moca dinlemez o "" aa cam kırılmış, ama olmaz ki, burası mahrumiyet bölgesi, nerden bulcaz camcıyı şimdi" diyerek sinirli sinirli söyleniyor. Ben de hemen ortalığı sakinleştirmek için elime tel. rehberini alıp, " aa bak burda bi kartvizit var anne, dur burayı arayım ben" diyorum, ama tel. cevap vermiyor. Bİz de annemle kalkıp camcı bulmak için başka bir maceraya atılıyoruz; uzuuuun uzuuuun yazılamayacak kadar karmaşık ve bazı bölümleri çok flu bir maceraya.
Neyse sabah kalkınca sanki bütün bunlar uykumda geçen bir rüya anısı diil de gerçekten yaşanmış bi hadiseymiş gibi hissederek " ya Koskoca profesöre de annem kaydı azarı, ayıp olmamıştır umarım" diye içimden geçirirken buluyorum kendimi.
Bu hafta kesin progmanı kaçırmamam lazım. Belki de kaç zamandır ihmal ediyorum, unutup seyretmiyorum diye, rüyalarıma girdi. Ahahahahah
Bu arada şu an aklıma gelen camcı amına goyim fıkrası de saçma bişiydir ama ama yine hep gülünür. Camcı .. mına koyimm. ahahahahah...

0 comments: