RSS

sıkıcı bir hafta sonu ; Alaaaaa!!!

Mayıs ayı geldi ama bahar bir türlü gelemedi. Başlangıç kötü oldu belki de ondandır. Mayıs'ı şiddetle karşıladık, kavgayla, kanla, art niyetlerle... Şimdi de hava soğuk mu soğuk, kaloriferlerimiz tekrar yanmaya başladı, kışlık bütün giysilerimiz de çoktan kaldırıldığından, etrafımızda kalan en kalın giysilerimizle kendimizi sıcak tutmaya çalışıyoruz çünkü tekrar kışlıkları dökmek, tam bahar geldi diye sevinirken yine aynı giysileri görmek çok çekilmez; bunun yerine üşümeyi yeğlerim.

Yaşar Kemal'in "Bir Ada Hikayesi adlı kitabının ikinci ayağı olan Karıncanın Su İçtiğini de aldım. Ama bir türlü başlayamadım zira elimde bir sürü photoshop işi ve bu hafta içi de o kadar çekim var ki bir türlü kitabın kapağını açamıyorum, sanki işlerime öncelik vermem konusunda bir içses vicdan azabı yaşatıyor bana.

Dedem de bu bu hafta sonu toynaklıları tercih ettiğinden, onu da göremedim. Fatma Girik bu iki gün sürekli error verdi, bütün hafta sonunun tamamını ÖB'yle ve benimle geçirmesine rağmen. Korkarım daha da zor günler kapımıza yaklaşmakta.

Yani sonuç olarak bir hafta sonunu da kasvet, soğuk, can sıkıntısı, her şeye karşı büyük bir isteksizlikle devirirken İzmir'den, bizim okuldan buraya taşınan bi arkadaş aradı, buluştuk ama aksilik ki hatunun da diş ağrısı tuttu, günün kalan zamanını da onu iyileştirmekle giçirdik derken o da toparlanıp evine yollandı.

Şİmdi karnımda garip bir kramp hissederken, saat 21.42' yi gösterirken, üçüncü yalnız gecemde evimde, çalışma odamda kadim dostum ve en sıkı arkadaşım PC'yle vakit geçirmekteyim.

Uykum gelse de uyusam ya da annem nete gelse de bi yüzünü görsem, bir iki dertleşsem de karnımdaki sancı geçse.

0 comments: