RSS

İşte Bu Fotoğraf Bende Hep Üzüntü Hissi Uyandırır!!

Daha 18 lerimizdeydik. Üniversiteye girmeye çalışıyorduk. Bizim eve o zamanlar hep Cumhuriyet gazetesi giriyordu ve annem bazen bazı köşe yazılarını kesip dosyalıyordu da kardeşimle anlam veremiyorduk. Tabi aklımız da bir karış havadaydı. Gazete falan da okumuyorduk. Kitaplar dışında Okuduğumuz tek süreli yayın Hıbır'dı. Her perşembe gazeteciye koşuyorduk(galiba öyleydi yanlış hatırlamıyorsam).
Bir pazar günüydü galiba. Çünkü herkes evdeydi ve pazartesi telaşı çoktan başlamıştı annemde. İşte o pazar günü açık olan tv'den almıştık haberi. Annem şok olmuştu ve çok üzülmüştü. Biz O'nu annemden tanıyorduk. Tabi evdeki herkes tuhaf duygular içindeydi, daha çok kızgındık hepimiz ama annem çok üzgündü. Sanki çok yakını; hayatındaki biri ölmüş gibi etkilenmişti.

Cenaze törenine gitmiştim. O zamanlar bir tane bile köşe yazısını okumadığımız, ilgilenmediğimiz Uğur Mumcu için o yağan ve bütün gün hiç durmayan yağmurun altında yılmadan yürüdük, benim yanımda o zamanlar iyi arkadaşım olan ve ergenlikteki aşk maceralarımız yüzünden aramız açılan ve bir daha hiç düzelmeyen Nilgün vardı.

Sonradan annem O'nun bir(şu sol üstteki) fotoğrafını evin giriş koridoruna asmıştı zira yıllar sonra taşınılan şimdiki evin duvarında da hala durur.

Annemin kesip kesip dosyaladığı yazılarını okumaya başlamıştım. Zaten Öldürülüşünden sonraki yıllarda da yazıları kitaplaştırılmaya başlanmıştı.

Aslında annem sayesinde hep bizimle yaşayan, bu değerli şahşı gençliğin verdiği hoppalık ve şımarıklıkla yazık ki geç tanımış oldum. Şimdi her geçen yılda daha da üzülüyorum şu an yaşamıyor oluşuna.

Bazen eve gittiğimde annemin sararmış ve bazıları birbirine yapışmış bu gazete parçalarını kurcalayınca yine o gün aklıma geliyor; annemin üzüntüsü, bizim şaşkınlığımız...

0 comments: