RSS

Karman Çorman!!!

Dedim ya geçenlerde evin şeklini değiştirdik diye. Evet aslında çok güzel oldu. Salon o kadar boşaldı ki, bi ses versen sesin yankılanır oldu. Bu durumun tam tersi vaziyette olan küçük odada da it yavrusunu kaybeder. Herşey üst üste. Aradığım hiç bi şeyi bulamıyorum.

Kitaplar üst üste istiflenmiş, tavana doğru yol almakta ve Jenga oyunu oynanabilir kıvamda; çekim tarihlerimi yazdığım bloknot şu an nerde hala aranmakta. Kaç gündür aradığım less sınav sonucum kağıt çöpü için ayrılan gazetelerin içinde şans eseri farkedilmiştir.

Kalemler kavonozlara tepilmiş ve pc nin üstünde durduğu masada artık yer olmadığından bi kısmı kaloriferin üstüne dizilmiş ve geceleri misafir ettiğimiz bizim Fatma Girik gece şöyle bi perdeyi aralayım derken küt diye cam kavonozu yerle bir etmiş, her yer kırık cam ve dağılmış kalemler eşliğinde yer döşemesi olmuştu.

Öte yandan içinde en mahrem yazılarımın olduğu küçük not defterlerim de odanın muhtelif yerlerine dağılmış durumda. Bi yanda tamir bekleyen tripodlarım, bi yanda sözde fon yapacağım ufo ayağı ve store, bu arada şu storun monte parçaları da bu kargaşada bi yerlere saklanmış olsa gerek ki hiç oralıkta görünmüyorlar; Bi yanda ütü masası; kirli çamasırların oluşturduğu mamak çöplüğü havasındaki yığın, ÖB'nin dambılları sürekli ayağımın altında..... Yani bu yazı böyle sürer gider!!!

Bu arada bu odanın pimapenle kapatılmış ve kapısı ıvır zıvırdan yarım açılabilen ve ordan bir tek şey almaya kalkışılsa, kurulduğu günden beri hiç kullanılmayan uzay mekiği görünümündeki kallavi agrandizörümün bi donkişot havasında saldırmayı beklediği balkonu hiç saymıyorum.

Bütün bu karman çormanlığın sebebi de benim bir kuruş bile harcamamak için kendimi kasmamdır. itiraf ediyorum. Yani bi insan ol dimi!! 60 liraya basit bir kitaplık koy şuraya, 25 liraya bi kirli sepeti al, 15 liraya da bir iki kutu al, ıvır zıvırını tep içine , onları da koy aldığın kitaplığa. N'oldu toplamda 100 lira gitti işte. Bu odada çalışırken hep böyle düşünüp, alışverişe gittiğimizde hiç bi şeyi beğenmeyerek; yok bu ne biçim, ben kendim bunu yaparım, hem de daha ergonomik olur; bunun rengi ne böyle;bu kadar para verilir mi şimdi buna diye mızıldana mızıldana eli boş tekrar bu odaya dönüyorum. Keşke küçükken beni bi marangozun yanına çırak verselerdi de benim de böyle dertlerim olmasaydı. Hayır tasarımsa tasarım ama bi de onu yapabilsem maliyeti ne kadar düşürürdüm.Ahh ahhh!!

Neyse işte öyle ya da böyle bu durumdan kurtulmam lazım. Zaten tembel olan bünyem bu odanın dağınıklığı yüzünden çalışmaktan iyice uzaklaşmakta ve bir Oblomav haline gelmekte. Yaa hayır ben böyle biri değilim. Okul hayatım boyunca en iyi arşivi ben tuttum, negatiflerim hep tertemiz ve düzeliydi. PC'deki dosyalarım hep elimi attığımda bulabileceğim cinstendi. Ben ki Bizim Fatma Girik'in evini bir günde taşımış ve bir günde evi her şeyiyle yaşanılacak hale getirmiş insanım; tabi bunu tek başıma yapmadım ama yanımdakileri de çok iyi organize ederek bu işi başardım.Bazen kendi içinde dağınıklıklarım olsa da, kendime bunu yapmamalıyım, enerjimi dağınıklığa ve pasaklılığa teslim etmemeliyim. Evet şu an bi şeyler yapmaya başlıyorum. Önce kapalı balkondan başlayacağım. Bu gün de ÖB'yi koluma takıp güzel çirkin demeden bi kitaplık alıcam. Yeter artık yaw!!! Biraz kendimle ilgilenmem lazım!!!
Bu illüstrasyonun olduğu yerde de şöyle bi yazı var ki şu durumuma ucundan değiniyor

2 comments:

Adsız dedi ki...

walla bu durumda şiddetle özlem tekin dinlemeni tavsiye ederim :D


kimene karman çorman hayatımdan
kimene yalan dolan masallarımdan
kimene dağınık ama mutluysam
kime neeeeeeeee


tırınınnım tırınınnım tırınınnımmmmmmmmmm

:)

arzın merkezine yolculuk dedi ki...

:)) AA bak iyi fikir!!! Ahahahah.Keyfim yerine geldi şu an biraz:)